Amerika Başkanı Donald Trump, Dünya Sağlık Örgütü Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus yazdığı mektupta hem Amerika’yı Dünya Sağlık Örgütü üyeliğinden çekmekle tehdit etti hem de kişisel olarak Ghebreyesu’un bu süreçte yaptığı hataları sıraladı.

Trump, Dünya Sağlık Örgütü’nün kendisinden beklenen iyileştirmeleri yapması için 30 günlük bir süre tanıdı. Bu sürenin sonunda Amerika’nın, örgüte verdiği yıllık 400 milyon doları civarındaki mali desteği 50 milyon dolar civarına düşürme uygulamasını, kalıcı hale getireceklerini ve Amerika’nın üyeliğini de gözden geçireceğini belirtti.

Trump mektubunda ard arda sıraladığı 17 maddede, Corona virüsü krizi konusunda örgütün yaptığı hataları dile getirdi. ABD Başkanı Dünya Sağlık Örgütü’nü, Aralık ayında başında hatta daha önce, Çin’in Wuhan şehrinde bir salgının başladığına dair güvenilir tüm raporları görmezden gelmekle suçladı.

“Dünya Sağlık Örgütü salgın bilgisini siyasi nedenlerle paylaşmadı”

Trump, Tayvanlı yetkililerin Dünya Sağlık Örgütü’yle irtibata geçerek yeni virüsün insandan insane bulaştığı bilgisini paylaştıklarını ancak örgütün siyasi nedenlerle bu kritik bilgiyi dünya kamuoyuyla paylaşmama yolunu seçtiğini ifade etti. ABD Başkanı ayrıca Uluslararası Sağlık Kuralları uyarınca\ Çin’in bu acil durumu 24 saat içerisinde bildirmesi gerektiğini ancak 31 Aralık tarihine kadar bunu yapmadığını da hatırlattı.

ABD Başkanı tüm bunların yerine Dünya Sağlık Örgütü’nün, Çin tarafından yapılan ve virüsün insandan insane bulaşmadığı şeklindeki açıklamasını kabul ettiğini, uygun biçimde bir soruşturma yapmadığını ve hatta virüsün insandan insana bulaşmadığı bilgisini 14 Ocak tarihinde kamuoyuyla paylaştığını ifade etti.

Mektupta ayrıca Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Dünya Sağlık Örgütü Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’a bir acil durum ilan edilmemesi konusunda baskı yaptığı ve Ghebreyesus’un da 22 Ocak tarihinde bu yönde bir basın açıklaması yaptığı hatırlatıldı. Ancak 30 Ocak’ta yapılan yeni açıklamanın bunun tam tersi olmak zorunda kalındığına dikkat çekildi.

Trump ayrıca Direktör Ghebreyesus’u Çin’in salgınla ilgili bilgiler veren doktorları susturmasını görmezden gelmekle suçladı. ABD Başkanı 30 Ocak tarihinde yapılan açıklamanın ardından dahi Dünya Sağlık Örgütü’nün, Çin’e yeterince baskı yapmadığını, bu nedenle örgüte ait ekibin araştırma yapabilmek adına Çin’e ancak 16 Şubat’ta gidebildiğini hatırlattı.

Mektupta Dünya Sağlık Örgütü’nün suçlandığı bir başka konuda seyahat kısıtlamaları konusunda oldu. Trump, Çin’in diğer ülkelere seyahat kısıtlaması uygulaması yapılmaması konusunda baskı yaptığını, Dünya Sağlık Örgütü Direktörtü Ghebreyesus’un da yaptığı açıklamada, virüsün Çin dışındaki yayılımının en az seviyede ve yavaş olduğunu söylediğini dile getirdi.

ABD Başkanı, tüm bu yaşananlara karşın Dünya Sağlık Örgütü’nün 4 binden fazla insanın hayatını kaybetmesi, 100 binden fazla kişiye virüs bulaşması ve hastalığın en az 114 ülkeye yayılmasından sonra ancak bunu pandemi olarak ilan etmesine de tepki gösterdi.

Trump ayrıca Çin’in karantina süreçleri boyunca ırkçı tutumlar da sergilediğini, bazı Afrika ülkelerinin büyükelçilerinin, Çin Dışişleri Bakanlığı’na yazdıkları mektuplarda, Çin’in Guangzhou ve diğer bazı şehirlerindeki vatandaşlarına tedavi konusunda ayrımcılık uygulandığını dile getirdiklerini ancak Dünya Sağlık Örgütü Direktörü’nün bu konuyu biliyor olmasına karşın sessiz kaldığına dikkat çekti.

“Sizden önceki Direktör’ün yaptıklarını örnek alabilirdiniz”

ABD Başkanı Donald Trump mektubunun son bölümünde özellikle Dünya Sağlık Örgütü Direktörü Ghebreyesus’a yönelik sert ifade ve eleştirilerde bulundu.

Trump, “Belki de tüm bunlardan da kötüsü hepimiz biliyoruz ki Dünya Sağlık Örgütü çok daha iyisini yapabilirdi. Birkaç yıl önce bir başka Direktör’ün idaresindeki Dünya Sağlık Örgütü, dünyaya neler sunulabileceğini göstermişti. 2003 yılındaki SARS salgını krizinde, Dünya Sağlık Örgütü Direktörü Harlem Brundtland, örgütün 55 yıllık tarihinde ilk seyahat uyarısını kararlılıkla yayınladı ve başlangıç noktası Çin’in güney bölgesine seyahat kısıtlaması uyarısında bulundu. Ayrıca Brundtland, Çin’in salgının üstünü örtmek ve salgın konusunda konuşan kişileri ve medyayı sansürlemesi gibi her zamanki tavırlarını eleştirmek konusunda da hiç çekinmedi” ifadelerini kullandı ve “Eğer siz de Dr. Brundtland’in yaşadığı örnekteki yolu izleseydiniz bir çok kişinin hayatı kurtulabilirdi” dedi.

ABD Başkanı Donald Trump mektubun son paragrafında da “Sizin ve örgütünüzün defalarca tekrarladığı yanlış adımların dünyaya maliyeti son derece büyük oldu. Dünya Sağlık Örgütü’nün yoluna devam edebilmesinin tek yolu, kendisinin Çin’den bağımsız hareket edebildiğini kanıtlamasıdır. Yönetimim, sizinle örgütün nasıl reform edilmesi gerektiği konusunu görüşmeye başladı. Ancak süratle adım atılması gerekiyor. Boşa harcayacak zamanımız yok. Dolayısıyla ABD Başkanı olarak benim görevim, eğer önümüzdeki 30 gün içerisinde Dünya Sağlık Örgütü, bu önemli iyileşmeleri sağlamazsa, Amerika’nın geçici olarak dondurduğu mali desteği kalıcı hale dönüştüreceği ve örgüt üyeliğini gözden geçireceğini size bildirmektir. Amerikan halkının vergilerinin mevcut haliyle Amerika’nın çıkarlarına hizmet etmeyen bir örgüte gitmesine izin veremem” dedi.